Tuesday, 1 April 2008

belli belirsiz

Sürüncemede kalmak yoruyor beni. Kendi kendimle savaşır halde belirsizlik belasından kurtulmaya çalışıyorum da, bu belirsiz dediğim şey nasıl ve hangi yönde belirlenecek işte o korkutuyor beni. Yani belli olduğu "o" durum benim istediğim şey mi olacak?

Sanırım yine de, ne olursa olsun, net olması yeterli olacak benim için. Sınav stresindense, kalacak dahi olsam o sınavın bitip gitmesini tercih etmişimdir hep. Yeter ki bileyim. Karnımı ağrıtan, uykumu kaçıran, kafamı patlatacak kadar çok ve karışık düşüncelere boğan muallaktaki durumlar ihtiyarlatıyor beni. Yoruyor, enerjimi çalıyor. Keşke istediğim gibi olsa pek çok şey ama olmayacaksa da bilsem.

Kötü huylu umut yapıyor belirsizlik kalbimde. Üstelik ummaktan doğan güvensizlik duygusu yapıyor bende belirsizlik. Belli olsun istiyorum. Açıktan gelsin, anlayayım. Bilmediğim sürece düşmanken bana zaman; bildikten sonra, üstesinden gelmek ya da alışmak için destek alabiliyorum zamandan sanki. Muammalı durumlar keyfimi kaçırıyor benim. Duru olsun istiyorum yaşadıklarım. Her zaman olmuyor belki ama elimden geleni ardıma koymuyorum olsun diye. Soru işaretleriyle yaşamaktansa, canımı yakan gerçeklerle yüzleşmeyi yeğliyorum.

1 comment:

tuhaf kız said...

"insan"ın varlığı yaşananların duruluğunu mümkünatsız kılıyor. çünkü insan ne istediğini bildiğini sansa bile bilinçaltı sürüncemeleri bitmiyor, bitemiyor çünkü... sonuç; belirsizliklerle birbirini yoran, belirsizlikten mütevellit umuttan doğan gururla birbirinden kaçan, doğası gereği hiç büyüyemeyecek bir avuç çocuk...