Uzaktan bakılınca aynı görünüyorsa
ışıklar,
farklı şehirlere ait olduğunu insan
ne zaman anlar?
Kaç metre deniz,
kaç mil dağ
sıralanır
iki şiir arasında
ki
henüz yazılmamışsa
hâlâ
beni kim ikna eder
benim
şiirim olmadığına?
29 harfi sömüre sömüre
bitiremeyip,
yetiremeyip,
doyamamışsak hâlâ,
çocuklarsak,
parlak yıldızlarsak o zaman
o zaman
ne zaman?
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
"O zaman
ne zaman?"
O zaman, her zaman çocuk...
Geçmiş zaman. Bir duvar ve bir valiz arasında, toplasan toplasan 7 harf ve kaleci-oyunculu bir maç:
Duvar tarafı: 1
Valiz tarafı: 1
Beraberlik: Hakem kararı
Dar alanda kısa paslaşmalar, ezanı dünden okunmuş iftar sofraları, açılmamış oruçların tam vaktinde eve çağrılmış yırtıcı forvet:
Galibiyet: 1
Mağlubiyet: 1
Beraberlik: Kırmızı kart
Neydi? Evet, dizindeki yara çoktan iyileşmiş ya da hiç olmamış, elleri berede kalmış, akşam batası, gece batası, yerin dibine batası:
Türkçesi: 1
Frenkçesi: 1
Saraylar: 1
Pansiyonlar: 1
Giden: 1
Kalan: 1
Beraberlik: Ofsayt
Öte odadan duyulan telefon sesleriyle bozulan sofralar. Her telefona çıkılması gerekiyor, her kapıya koşulması, doymuyoruz biz çocuk olarak, beş köşeli yıldızlarımızı yeşil sahaya göndermişiz, para etmemişler. Sahipsiz şarkılar sarmış her yeri, söylenince makamı tutmamış:
Zerdaliler: 1
Greyfurtlar: 1
Ankara: 1
İstanbul: 1
Yağmur: 1
Gözyaşı: 1
Beraberlik: Kaygan zemin
Dört küçük duvar, dördünün köşesinden bakılınca fazla yormayan uzaklıklar, fazla yoran uzaklıklar, bir yanımda, tam arkamda, yani duvarla sırtımın arasında, geçsen duvarı geçebilirmişsin gibi, geçsen beni de geçermişsin gibi, sanki o yatağın üzerinde ve kucağında bir dolu bilgi, nereye koyarsın onu da bilemezsin, aslında bilirsin, "kimse kalkamaz bunun altından, bu dünya böyle, diyebilirsin":
4. Yıl: 1
4. Gün: 1
Babamın bavulu: 1
Emanet torba: 1
Sevişme: 1
Savaş: 1
Beraberlik: Öpüşün barışın
"27 yaşındaki bir arkadaşını bir otel odasında ölü bulmuşlar, seni yakalamış bir altyazı bu, yeterince yavaşmış okuyabilmişsin, bir kere geçmiş, sonunda üç nokta olurmuş, nerede bulmuş seni, duvarla sırtım arasına gelmiş, haklısın, bunu anlarım, anlaşılır bir yanı vardır, odaların dört duvarı, küçük bir odada 27 yaşındaki arkadaşının öldüğünü duyan herkesin bir hakkı vardır, haklısın, kolumun kırıklığısın, yaşarsın, sana karışamam, el uzatamam, benimle konuşmazsın ve ben behemehâl bunu da anlarım, fazla olmak kötülüğünü hissettiğimi de bilmezsin, senin üzüntüne de karışamam, beni belki istemezsin, evinde olmak istersin, gidecek yeri(n)m olmadığını bildiğin için susarsın, ama yalnız bana susarsın, ben nerene fazla gelmişim onu çözmekle uğraşırım, sen kararını değiştirmiş olursun, bana sormazsın, artık belki arkamda bile değilsindir, gitmiş olabilirsin, bilmezsin sen ben buna bile bakamam, gittiğini bile anlamayabilirim, kapıyı açabilirsin ve rahatlıkla istersen sert bir şekilde kapatarak gidebilirsin, duvarla arama hiç girmemiş de olabilirsin, dün ne demiştin şimdi nasıl bir sessizlik bu derim, içimden derim, korkutamam seni, benim bir dengem vardı, susarak mı yoksa konuşarak mı bozduğunu sen bile anlayamazsın, gitmene yakın ben 28'den gün alırım, sana bir otel odası kadar uzaklıktayımdır" diyen birini sahadan yaka paça atar polisler. Ne bağırdığını kimse anlamaz, maç da zaten kaldığı yerden sabaha kadar devam eder:
Beirut: 1
Big Gang: 1
Zeus: 1
Anteros: 1
Zaaflar: 1
Nilüferler: 1
Yüz yüze: 1
Sırt sırta: 1
Yalnızlık: 1
Saati: 2
Beraberlik: Maç sonucu
Post a Comment