Ben vedaları sevmem. Bundandır belki veda mektubu yazmayı bilmemem. Veda etmeyi de bilmem ki ben. Söylenilecek hiçbir söz yeterli gelmez, ama çoğu kez de gerekenden fazlası söylenir. Veda etmek için sarılır insan, dokunur. Ya da en azından ben öyle düşünüyorum. Veda ederken ardında kendinden bir şeyler bırakmaya çalışılmamalı belki de, ne alabilirsen karşındakinden kar: sıcaklık, bir bakış belki de ciğerlerini yakacak o tanıdık koku...
Vedalar burnumun direğini sızlatır benim... Boğazımdan aşağı kızgın yağlar boşalır... Elveda ile veda arasında bir fark göremem ben...
Zaten veda gerekliliktendir. Ben sevmem zorunlulukları.
Yapmak zorunda olmak ölsün, öl yapmak zorunda olmak...
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment