Sunday, 24 February 2008

yeknesak

Sevdiği tüm isimler elinden alınırken bir bir,
tüm çilekleri yenmiş üstüne üstlük.

Oynadığı kelimelerden kovulmuş,
terk edilmiş,
fakat terk edenle birlikte gitmiş
ürkek bir çocuk...

Objektife gülümsemekten korkarak
duvara asılmamış fotoğraflara
hüzünlenmiş,
içlenmiş de
iç olamamış,
becerememiş...

Hayıflardan hayıf beğenirken bir yanı
içi içini yermiş diğer yanda,
dışı da kılıfmış yalnızlığına.

miş'li ya da di'li
-ne farkeder-
geçmiş zamanlarda dolaşmaktan muzdarip,
bugünlere saklanmaktan
tedirginmiş.

Karıncalanan avuç içleri
yabancı ellerin topladığı çiçekleri
ister,
yüreği eser,
hafızası yağarmış.

Hayat belki de
hiç olmadığı kadar ağır,
eşik değerlerinin altına saklanmış
arayamayan
bir telefon kadar
kifayetsiz
miş
bazen...

1 comment:

Ka said...

Sevdiğim tüm isimler elimden
alınsaydı bir bir;

ne yapardım bilmiyorum?

Kaç ismim varsa; işte sadece o

Kadarım.