Monday, 31 March 2008

bilinçaltı çocuğu

Söylediklerimi anlamayacağın bir dilden yazıyorum belki de.
Belki de anlama istiyorum
kalbimden çıkanları.

Çarelerden uzakta,
ümitle burun buruna geliyorum kimi zaman.
İşte tam da o zaman,
yani ne zaman adın geçse aklımdan
tanımamazlıktan gelip beni,
çevirip kafasını gidiyor umut.

Tahterevallinin ağır tarafıyıym,
kaydırakta sıkışan ben;
ağzından taş atıyorum robotun
çıkmıyor karnındaki delikten.
Akşam ezanı okunuyor,
çağıran yok beni.
Sen büyüksün diyorlar,
"dizlerim olmasa da bakın,
bakın ellerim yara bere içinde" diyorum,
dinlemiyorlar.
Daha da kötüsü
dinlemiyorsun.
Söylemediklerimi
hiç anlamıyorsun.
Söylemediklerimi anlayacağın bir dilden susuyorum oysa.

İşte yine anlamayacağın bir dilden yazıyorum söylediklerimi,
çünkü anlama istiyorum
içimde kalanları...

2 comments:

Ka said...

"Söylemediklerimi anlayacağın bir dilden susuyorum oysa."

Ne güzel cümle, ne asil bir çaresizlik...

Ka said...

"Akşam ezanı okunuyor,
çağıran yok beni."

Okudukça seviyorum bu yazıyı...